Sema İpek Ün, Denizli’de Çocuğa Cinsel İstismar İddiasıyla İlgili Konuştu: “Şüphelinin İfadesine Bile Almadan Takipsizlik Yasası…
Saadet Partisi Denizli Milletvekili Sema İpek Ün, 10 yıl önce 2 çocuğa cinsel istismardan 22 yıl hapis cezası alan ve tutuksuz yargılanan MO’nun Denizli’de 4 yaşındaki yeğenini de taciz ettiği iddiasına ilişkin, ” Sanığın ifadesi bile alınmadan takipsizlik kararı verecek hukuk nerede?” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’na sorulan Ün, “2013’te başlayan ve şu anda Yargıtay’da olan 2 çocuğa cinsel istismarla ilgili davaya karıştı mı? Olabilir mi?” diye sordu. hele bu dava bir çocuğun cinsel istismarıyla ilgiliyse, son 10 yılda sadece 6 ay tutuklu kaldığı ve ardından tutuksuz yargılandığı için hukukla barıştı mı?”
Saadet Partisi Denizli Milletvekili Ün, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Un dedi ki:
“Denizli merkezli yerel yayın kuruluşunun 23 Temmuz 2023 tarihli ‘Denizli baba isyanı, kızınız sapık amcasıyla aynı evde yaşasın ister miydiniz’ başlıklı yasaklanan haberini okuyunca dehşete kapıldım. toplumsal duyarlılık oluşturmak, aile kurumumuzu temellerini sağlamlaştırmak ve en önemlisi de bu aralar çölde su aradığımız adaletin gerçek tecellisine katkıda bulunmak, çünkü hepimizin bildiği gibi geciken adalet adalet değildir. değil.
Kamuoyunu endişelendiren konu ise bu boşanma davası sırasında bir cinsel istismar vakasının gün yüzüne çıkması. Haziran 2023’teki boşanma davası sırasında baba, eşi ve kızının birlikte yaşadığı amcası MO hakkında ilk kez avukatı aracılığıyla evrakları aracılığıyla bilgi aldı. 2013 yılında MO amca yaşadığı sitede 5 yaşındaki biri kız biri erkek iki çocuğa cinsel istismarda bulunmaktan yargılandı. Şahıs, çocukların ailelerinin şikayeti üzerine başlayan yargılamanın ilk aşamasında sadece 6 ay tutuklu yargılanarak yargılandı ve tutuksuz yargılandı. Yargılama sonunda ilk derece mahkemesi tarafından 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dayı MO’nun cezayı temyiz etmek için başvurduğu istinaf mahkemesi, iki çocuğun cinsel istismarına cevaben cezayı daha az bulmuş ve daha da artırmıştı. Şu anda dava Yargıtay aşamasında ve MO amca 2014’ten beri yargılanıyor.
Bu konu yerel medya kuruluşunun haberiyle gündemimize geldi. Olayın ikinci bölümünde şu an 4 yaşında olan bu çiftin çocukları AD, 2023 yılının Kurban Bayramı’nda Baba TD ile Çocuk Doğum Merkezinde görüşmesinin ardından baba evinde geçirdi. Çocuğun kıyafet değiştirirken her iki bacağında da morluklar olduğunu fark etmesi üzerine bunu kimin yaptığı sorulduğunda MO amca yanıtını verdi. Bunun üzerine baba sağlık kuruluşuna gidip rapor alıyor ve saldırı ya da taciz sayılabilecek bu durumu rapor ediyor. Baba TD, bu durumda çocuğunun tacize uğrama riski taşıdığını ve hatta tacize uğradığını belirterek savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Savcılık bayramdan sonra çocuğu teslim etmemesi talimatını veriyor. Ancak anne Ö.D. ziyafetten sonra hemen şikayetçi oldu ve velayet kendisinde olduğu için çocuğu geri aldı. Anne Ö.D., babasının şikayeti üzerine yaptığı açıklamada, amcası MO’nun son 6-7 aydır yanlarında yaşamadığını, Afyon Dazkırı’da babaannelerinin yanında olduğunu ifade etti.
Şimdi iki farklı bahsimiz var. Biri 2 cinsel istismar vakası 10 yıl geçmesine rağmen devam ediyor. İkincisi, bir çocuğumuz bugün hala bu riski taşıyor. Birinci dava ile ilgili olarak Adalet Bakanlığına ve Aile Bakanlığına soracağız: 2013 yılında bu 2 çocuğun cinsel istismarı nedeniyle başvurusu başlayan ve şu anda Yargıtay’da olan davaya Aile Bakanlığımız karıştı mı? 1. derece mahkemenin 22 yıl 6 ay, 2. derece mahkemenin cezanın artırılmasına karar verdiği bir davada sanığın sadece 6 ay tutuklu kaldıktan sonra tutuklu kalması hukukla uzlaştırılabilir mi? Son 10 yılda yargılanan, hele bu dava bir çocuğun cinsel istismarıyla ilgiliyse? Bugün tehdit altında olduğunu düşündüğümüz ikinci çocuk ise AD’nin durumuyla ilgili. Gözaltına alınan çocuğun ifadesi, çocuğun cinsel istismarına ilişkin birinci ve ikinci derece mahkemelerin verdiği karar bir yana, savcılığın bu kişiyi ifadeye bile çağırmaması nasıl açıklanabilir? , babanın şikayeti üzerine, belli oldu mu? Çocuğun vücudunda morluklar tespit edilerek savcılığa suç duyurusunda bulunulduktan sonra, zanlının ifadesi dahi alınmadan takipsizlik kararı verilmesi kanunun neresinde mümkün olabilir? Savcılığın MO amcayı sadece görevden alması için uyarması, anne Ö.D.
İlk ve ikinci derece mahkemelerinde on yıllarca çocuk istismarına mahkûm edilmiş bir kişinin, çocuğunun bire bir konutta yaşamasına izin veren bir annenin velayetini alması normal mi? Ülkemizde bunun bizim bilmediğimiz başka örnekleri var mı? Konu bu kadar hassasken ve küçük bir çocuğun hayatı söz konusuyken, emsal bir kabahat işleyen ve cezalandırılan bir kişi hakkında daha derin bir soruşturma yapmak için hangi merci devreye girecek?”